Eserlerinde doğum gibi ilginç konuları resmetmiştir.
Minyatür, 19. yy başlarında giderek yerini ışıklı ve gölgeli çalışmalara bırakmıştır. Özellikle yağlı boya resimlerin duvarlara asılması yaygınlaşınca kitap resmi önemini yitirir. Ama batıda olduğu gibi ülkemizde de geleneksel bir sanat olarak varlığını sürdürmekte...
Günümüzde minyatür
Minyatür sanatının Türk sanatında hâlâ yer etmiş olmasına en çok emeği geçen rahmetli Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’den bahsetmeden geçmemek lazım. 1900’lü yılların başında tıp öğrencisiyken güzel sanatlara olan ilgisi sonucu ebru, tezhip, minyatür ve hat öğrenen Ünver, Cumhuriyet sonrası Osmanlı’dan kalan değerli eserlerin elden çıkarıldığı, korunmasız bırakıldığı bu dönemde yok olan eserlerin resimleri ile kaydedilmesi fikrini hayata geçirdi. Ebru, hat, minyatür geleneklerinin devamı için bir atölye kurdu ve çalışmalara başladı. Resimle kaydetme fikri o kadar işe yaradı ki, örneğin depremle yıkılan Kuleli Askeri Lisesi binası bile onun suluboya resimlerine bakılarak tamir edildi.1986’da İstanbul’da vefat eden Ord. Prof. Dr. Süheyl Ünver’in eserleri büyük şehir yayınlarınca yeniden basılıyor ve Dr. İsmail Kara başkanlığında yeniden düzenleniyor.
Günümüzde minyatür sanatı, rahmetli Süheyl Ünver’in bilgilerini öğrencilerine aktarmasıyla gelişme göstermiştir. Onun atölyelerinin ışığında yeni atölyeler kurulmuştur.
Minyatür yapmak için
Minyatürde konu edilecekler belirlendikten sonra içeriğe göre en önemli kişi veya obje merkez edilir ve diğer elemanlar da çevresine belirli bir düzen içinde yerleştirilir. Işık, gölge kaygısı gütmeden, konunun bütünlüğünü bozmadan tüm obje ve kişilerin açık açık resmedilmesi hâlinde çizilir. Ağaç çiçek gibi yardımcı motiflerle zenginleştirilebilir. Minyatür boyanırken parlatma sırasında boyaların bozulmaması için önce zemine altın ya da gümüş sürülerek parlatma yapılır. Dağ tepe gibi gökyüzü olan yerlerden başlanarak boyanmaya devam edilir.
Minyatür yapmak isteyen bir kişinin tezhip tasarımı bilgisi olmalıdır. Tezhibin çarpıcı renkleri ve çizgileri en kalıp minyatüre bile canlılık verir.
Minyatür için kullanılan malzemeler eskiye oranla daha çeşitlidir ama kimyevi boya ve kâğıtların dayanma süresi az olmaktadır. Eski yazmalarda tamamen doğal malzemeler kullanılmış, günümüze kadar gelebilmesi sağlanmıştır. Bugün bazı üniversitelerde, özel kurumlarda, kurslarda minyatür eğitimine rastlamak mümkündür. Örneğin Sultanahmet’te Caferağa Medresesi’nde diğer Osmanlı süsleme sanatlarının yanı sıra minyatür kursu almak da mümkün.
Minyatür ile ilgili iki güzel kaynak
Benim Adım Kırmızı
Orhan Pamuk, bu romanında minyatürü oldukça geniş olarak ele almıştır. Minyatür ustalarına, minyatür sanatı ile mimarlığın bağlantılarına, eskiz çizmek gibi konulara derinlemesine değinmiş olan Orhan Pamuk’un bu kitabını okumanı tavsiye ederiz. Tarihi bir kurgusal romanın içinde bir yandan hayallere dalacak, bir yandan da bilgi dağarcığını genişleteceksin.
Osmanlı Tasvir Sanatları: 1 / Minyatür
Roman yani kurgu yerine bir sanat kitabından minyatürü ders gibi öğrenmek isteyenlere muhteşem bir kaynak Metin And’ın bu kitabı. İçinde neler yok ki… Nakkaşların yöntemleri, minyatürde kâğıdın önemi, hattatlar, kullanılan kalem çeşitleri, desenden sonraki aşamalar, Osmanlı minyatür sanatının üslubu… Üstelik kitaptaki anlatım hiç sıkıcı değil, aksine fantastik bir roman gibi okutuyor kendini. Tavsiye ederiz.
Minyatür ile ilgili önemli isimler & yerler
Minyatürlü el yazmaları konusunda Topkapı Sarayı Müzesi, dünyanın önde gelen koleksiyonlarından birine sahiptir. Bunlar arasında Moğol, Türkmen, Safavi, Osmanlı dönemi eserlerini sayabiliriz. Ayrıca Süleymaniye’deki medreselerden birinde olan Türk-İslam eserleri müzesi, Askeri Müze, Deniz Müzesi, Vakıf Hat Sanatları Müzesi gibi müzeleri de sayabiliriz.
Osmanlı döneminde yaptırılmış olan padişah siparişi saray minyatürleri, “tek ve orijinal” olarak kütüphanelerde bulunurlar.
Yazma eserlerin yer aldığı bazı önemli kütüphaneler, Bayezit Devlet Kütüphanesi, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve Belediye Kütüphanesi’dir.
El yazması ihtiva eden diğer kurumlardan ise Antalya Müzesi; Erzurum Atatürk Üniversitesi Kütüphaneleri ve İzmir Millî Kütüphanesi’ni sayabiliriz.
Bilinen en yetenekli minyatür sanatçıları, Behzad, Matrakçı Nasuh, Osman, Levnî gibi isimlerdir.